Sergen Yalçın: Biz daha çok kupa kazanırız!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Beşiktaş ‘la 2020-201 döneminde Harika Lig şampiyonluğu ve Türkiye Kupası sevinci yaşayan Sergen Yalçın uzun süren sessizliğini bozdu. Valerien Ismael’le yolların ayrılmasının akabinde ismi Siyah-Beyazlı idarede tekrar gündeme gelen başarılı hoca hem o süreçle ilgili hem geçmişteki periyoduyla ilgili hem de gündemle alakalı açıklamalarda bulundu.

Yalçın, TV100’de katıldığı programda şu sözleri kullandı:

“Hiçbir görüşme ve muahede olmamıştır. Yeni bir hoca geldi. Başarılı bir hoca geldi. Benim adımın bu tıp şeylerin içinde olmasını istemiyorum. Beşiktaş çok büyük topluluk. 100. yılda şampiyonluk golünü attığım topluluk. Ağzımdan duymadığınız sürece inanmayın. O kadar çok konuşulacak husus var ki… Karıştırmak istemiyorum. Son hafta, 10 günlük müddette toplumsal medyada ve sitelerde ağzımdan yazılan açıklamaların tamamı palavradır.”

‘Şampiyonlar Ligi’ndeki en büyük yanlışım…’

“Şampiyonlar Ligi’ndeki en büyük yanılgım; ekibime güvendiğim için korakor oynatmamdı. Dortmund ile de Ajax ile de oynayacağız dedim. En büyük yanlışım buydu. Geçen dönem Şampiyonlar Ligi kuraları çekildiğinde, aslında kümemizin çok güç olduğunu çok anlatmaya çalıştım. Lakin bizdeki fikir şuydu; kolay küme, çıkarız. Bu fikirle gittiğin vakit başarısızlığın sonuçları çok ağır oluyor. Kümenin çok güç olduğunu, kümedeki kadroların çok üst seviye olduğunu en başta anlatmaya çalıştım lakin anlatamadım herhalde.”

‘Reklam yapmak hoşuma gitmiyor’

“Bir Türk grubunun, Şampiyonlar Ligi’nde muvaffakiyet elde etmesi şu basamakta çok güç. Orada çok öteki bir oyun oynanıyor. Dortmund maçından sonra 13 tane sakat verdik. Ligdeki tempoyla, Şampiyonlar Ligi’ndeki tempo tıpkı olmuyor. Avrupa’daki hakemler, düdük bile çalmıyor. Tempo inanılmaz üst çıkıyor. Bu sakatlıkların, kondisyonla falan bir ilgisi yok. Ben idmana drone getirmiyorum. Televizyon kurdurup basına servis etmiyorum. Biz işimizi yapıyoruz ve reklam yapmak hoşuma gitmiyor. Ben teknik yöneticim, mazeret üretemem. 7 oyuncun yoksa, geri kalanlarla oynarsın.”

Trabzonspor ve Fenerbahçe örnekleri

“Trabzonspor Kopenhag ile oynadı, geçemedi. Fenerbahçe, Dinamo Kiev ile oynadı, geçemedi. Bizim oynadığımız ekipler bunların 10 level üstündeydi. Şampiyonlar Ligi’nde bizim ülkemizden bir ekibin çıkıp değerli basamaklara çıkması şu evrede çok sıkıntı.”

‘Taraftarla beni karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar’

“Ayrıldıktan sonra beni itibarsızlaştırma çalışmaları başladı. Taraftarla beni karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Taraftar bana gel demiş gelmişim, ben taraftar istiyor diye imza atmışım. O taraftarla beni, siz karşı karşıya getirebilir misiniz? Ayrıldığımdan beri tek söz etmedim, kimseyle makus olmamak için tek söz bile konuşmadım. Bir hoca daha ne yapabilir? Çıkıp kimseyi suçlamadım. Benim kendimi kurtaracağım bir şey yok aslında.”

‘Beşiktaş’ı şampiyon yapmak muvaffakiyet değil’

“Beşiktaş’ı şampiyon yapmayı, muvaffakiyet olarak görmüyorum. Bir büyük kadrosu şampiyon yapmak, çok büyük bir muvaffakiyet değildir. Kıymetli olan, nasıl şampiyon yaptığın. Kulübü ne kadar korudun, ekonomiyi ne yaptın, genç oyuncularla ilgili ne yaptın? Bonservisli 1 oyuncu bile almadık, Ghezzal’a kiralama bedeli bile vermedik. Benim muvaffakiyetim bu. Ayrıyeten biz, daha çok şampiyonluk ve kupa kazanırız. Bunu da yazın. 10 sene sonra tekrar konuşuruz bu mevzuyu.”

‘Emirhan’ın devamını görmek nasip olmadı’

“Altyapı projesini şahsen ben kurdum. Mehmet Ekşi’yi altyapının başına koyduk. Lider Karaveli ve Serdar hocayı da getirdim. 6-7 tane yetenekli oyuncuya, yıllık program yazdık. A ekibe geldiklerinde belirli bir düzeyde gelsinler istedik. Yüksek maaşlı kontratlar bittiği için gençleri hazırlamayı planlıyordum. Bir gün A2 kadrosunun idmanını izliyorum uzaktan. Bir yanılgı gördüm ve oraya gittim. Maçı izlerken Emirhan gözüme takıldı. Sordum, ‘Emirhan İlkhan’ dediler. Emirhan’a baktım. Çocuk düzgün, güçlü yani. Süratli, topu da yeterli kullanıyor. ‘Bunu 1 hafta A gruba idmana yollayın’ dedim. Emirhan İlkhan’ı hazırlık maçında da oynattım. Orada biraz kendini göstermişti zati. Devamını görmek, bize nasip olmadı.”

‘İmza atmayacağım dedim, kapıma 5 bin kişi geldi’

“Sezon bitti, İzmir’de iki tane final oynadık ve tatile çıktık. Bu müddet boyunca imza attığım güne kadar hiçbir planlama da yapmadık. Geldik, imza attık. 2 gün sonra idmanlar başladı. Bu kadar plansız olduğun bir senede başarılı olma ihtimalin düşük. Ben ikinci dönem başında idareye imza atmayacağımı bildirmiştim lakin kapıma 5 bin kişi geldi. İmza attım.”

‘Yurtdışından teklifler aldım’

“Beşiktaş taraftarına bir umut verdim. Siz bırak demediğiniz sürece bırakmayacağım dedim. Biz duygusal insanlarız. Lakin bırakmak zorunda kaldım. Yıprandım. Beşiktaş’a ziyan vermek istemedim. Üzülüyoruz, aşikâr edemiyoruz. Meskende kendi kendimize yaşıyoruz. Ayrıldıktan sonra yurtdışından da teklifler geldi. Katar falan o taraflardan. Ben kabul etmedim. 2-3 tane Muhteşem Lig’den teklif geldi. 3 büyükten teklif gelmedi. Zati 7-8 ayda anca kendimi topladım.”

‘Aboubakar vuruldu mu?’

“Aboubakar’a baskı yaptılar, ‘Kendimi riske atacağım’ dedi, oynadı. Maçta yürüdü, 44. dakikada sakatlandı. ‘Vuruldu mu bu?’ dedim. Bu türlü bir dışavurum yok. Devrenin bitimine 1 dakika var, güleceğim, kendimi güç tutuyorum. Çapraz bağım koptu, o denli bir acı yaşamadım. O kritik periyotta de Aboubakar yoktu. Ağır bir sakatlığı olduğunu düşünmüyorum.”

‘Kola yasakmış, serbest!’

“Beşiktaş’a geldiğimde ne kadar yasak varsa hepsini kaldırdım. Kola yasakmış, serbest! Yemeğe eşofmanla gelmekmiş, serbest! 3 milyon euro alan adama ‘Kola içme’ mi diyeceksin. Mane’ye, Salah’a ‘Kola içme zararlı’ mı diyorlar. Hangi dönemdeyiz ya! Yasak neymiş.”

‘Tesiste kalmalarına karşıyım’

“Ersin ve Rıdvan’ı yanıma çağırdım bir gün. Bunlar tesiste kalıyorlar. ‘Niye tesiste kalıyorsunuz, gidin meskeninizde kalın’ dedim. Burası sizin işyeriniz. Kız arkadaşınız olsun, gidin biraz dolaşın. Oyuncuların tesiste kalmasına son derece karşıyım.”